Sunum

Her İslâm coğrafyasında yüzyıllardır uygulanan geometrik desenler hakkında ne yazık ki az sayıda birincil kaynak vardır. Bu kaynaklar desen analizine dair ipucu verirler. Ancak İslâm mimarisinde uygulanmış yüzlerce desenin kendisi de birçok açıdan vesika değeri taşımaktadır.

Bilim dünyasını takipten uzak, Türkiye’deki öncülerin çalışmalarına sadık olunarak ortaya konulan gerek sanat tarihçilerin gerekse mimarlık tarihçilerin akademik işlerinde meselenin geometri ayağının tamamen göz ardı edildiğini fark etmek bu alanda uzun yıllara yayılan çalışmalarımın da çıkış noktasını oluşturmuştur. Özellikle geleneksel sanatlarda bir şekilde sanat işlerine yansıyan çalışmalarda geometrinin varlığına dair farkındalığın olmadığını gözlemledim. Matematikçiler ise henüz bu alana yönelim içerisinde değildi. Bu durum yüzyıllardır desenlerin yayıldığı Türk-İslâm coğrafyası göz önüne alındığında anlaşılmaz bir durum olarak karşımda durmaktaydı.

Geometri, tarih, sanat, felsefe gibi birçok disiplinin kesişim noktasında duran geometrik desenleri anlayabilmek için tüm bu disiplinlerden beslenmem gerekiyordu. Kimyadaki kristal sistemlerinin geometrik desenlerdeki simetri grupları ile benzerliğinden hareketle başladığım kısmen hissî farkındalık zamanla yerini daha sağlam arayışlara ve dolayısıyla çalışmalara bıraktı. Bu bağlamda yoğun çalışma süreci neticesi kitap ve akademik yayınlar hazırladım ve sanatsal çalışmalarda bulundum. Hazırladığım kitapların akademik çalışanların yanında sanatçı ve özellikle zanaatçılardan büyük teveccüh görmesi benim açımdan emeklerin yerini bulduğuna işaretti ve sonraki çalışmalar içinde motivasyon kaynağı idi. Şüphesiz alanla alakalı tezlerin analizden uzak ve geometrik konstrüksiyon içermeyen çalışmalar olduğunu fark etmem bir sorumluluk yükledi ve akademiye bu alanı kazandırmak için geniş çaplı bir doktora çalışması yaptım. Umuyorum ki tezler artık eskisi gibi olmayacaktır.

Desenlere bütüncül bir yaklaşımla bakabildiğim son çalışmalarla gelecekte geleneğin inşasında yol açacağına inandığım çıktılar oluşturma gayretindeyim. Bu ise beni bu bütünlük içerisinde grameri olan bir dilin varlığına götürdü. Aslında çalışmalarımda belki de en önemli sonuç, bu dilin varlığını gösterebilmek oldu. Böyle bir dilin varlığı desenler arası akrabalık ilişkilerini de mümkün kıldı. Birbiriyle alakasız görünen birçok desenin adeta aynı genetik koda sahip olduğunu fark ederek ortaya koymak bu alanın zenginliğine ve derinliğine dair de büyük kapılar araladı. Ayrıca bu ortak arka plan, bir desenin doğurganlığı olduğu gerçeğini de bizlere sunmaktadır. Doğru bir strüktür inşası ile bir desenden türeyen birçok desen ortaya koymak mümkün olmaktadır.

Geometrik desenlerin “geometri” ve “desen” olmak üzere iki kelimeyi bünyesinde barındırması nedeniyle bu desenler geometri yönüyle bilime, desen yönüyle de sanata aittir. Bu zamana kadar sadece sanat tarihi bağlamında ele alınan konu, sadece tespit ve görünen üzerinden desenin anlatıldığı bir sanat tarihi yazımı üzerinden çalışmalara yansımıştır. Halbuki konunun bilim ve sanatın kesiştiği noktada ele alınması gerekmektedir.

Hem geleneksel metotlarla hem de güncel üretim metotları nazarıyla baktığım geometrik yüzey kaplama sistemleri üzerine söylenecek birçok yeni söz var. Geometrik desenlerin hendese tarihi bağlamında ele alınarak daha kapsamlı çıktıların ortaya konulması elzemdir. Dönemin hendese yazmalarından hareketle hendesede gelinen üst seviyenin sanata nasıl yansıdığının izleri sürülmeli ve günümüzde ağırlıklı olarak salt sanatın (dolayısıyla sanat tarihinin) bir dalıymış gibi algılanması yanılgısı giderilmelidir. İnanıyorum ki bilim tarihi çalışmaları arttıkça ve İslâm sanatındaki geometrik desenler konusundaki çalışmalar derinleştikçe iki alanın birbirini beslediği gerçeği daha somut verilerle ortaya konulacaktır. Bu da şüphesiz ele alınan çalışmaların devamını getirecek başka açılımları doğuracaktır.

Geometrik desenlerin davetine icabet ettiğimde muazzam bir alanın beni karşılayacağını bilmekle birlikte parçaların kocaman bir medeniyet şemsiyesi altında nasıl bütünleştiğini tahmin etmemiştim.

Unutulmuş bir alan olan geometrik desenler konusunun olması gerektiği şekliyle inşa etmek için uzun yıllar verdiğim yoğun gayretin şimdilerde meyve verdiğini görmenin heyecanı içerisindeyim. Ulusal ve uluslararası eğitimlerde analizlerimi aktardığım farklı meslek gruplarından yüzlerce öğrenciye ulaşabilmiş olmak geleceğe dair umutlandırıyor.

“Uluslararası Geometri ve Sanat Okulu” tüm bu çalışmaların doğal sonucu olarak ortaya çıktı. Her yaştan kişiye alanın kendini farklı veçheleri ile gösterdiği çalışmalara imza atmak ve geçmişle gelecek arasında adeta köprü olabilmek misyonuyla başta akademik ortamlardaki bilimsel çalışmalar olmak üzere sanat, zanaat ve eğitim zeminlerde çalışmalar ortaya koymaktayız.

Geçmiş bugün ve gelecekteki bilim-sanat insanlarına selamla…

Dr.Serap Ekizler Sönmez

Uluslararası Geometri ve Sanat Çalıştayı © Şirketi A’mâl – 2023. Tüm Hakları Saklıdır.
Privacy Policy / Terms of Use